Cumhuriyetle 100. yıl

Cumhuriyet 100 yaşında, ben de 91… Cumhuriyet de, ben de yaş aldık. Benim hayat hikâyem, hem cumhuriyetin ilk yıllarındaki zorlukları, hem de cumhuriyetin açtığı yolda özveriyle yürümeyi, yoktan var etmeyi barındırır. Bu gün kutladığımız 100. yıl, hafife alınacak bir şey değil, bugünlere kolay gelinmedi. Cumhuriyetin doğuşu Türk milleti için çok sancılı oldu. Düşünün, Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış. Üstte yok, başta yok, silah yok, okuma yazma yok ama vatan aşkı var! Kahraman ruhlu bir millet var. Bir lider, bu kahramanları, Türk milletini kenetledi ve Cumhuriyetimiz 29 Ekim 1923’te Atatürk liderliğinde doğdu.

Lozan’da istiklâlimizi müttefiklere kabul ettiren Türk heyetine, “İstiklâl istiyorsunuz ama para için yine bize geleceksiniz” dendi ama Türk ulusu kapitülasyonlardan dolayı olan borcunu cumhuriyetin ilk yıllarında ödedi ve uzun süre borçsuz yaşadık. Atatürk’ün önderliğinde yapılan inkılâplarla eğitimde, toplumsal yaşamda, siyasette, ekonomide gelişmeye ve cumhuriyetin açtığı yolda yürümeye başladık.

Ben, 12 Şubat 1932’de doğdum. Benim babam aralıklı olarak 15 yıl maaşsız askerlik yapmış ve çok yıpranmış. Ben 2 yaşındayken de ölmüş. Doğduğum köyde okul olmadığı için benden büyük olan kardeşlerim okula gidemedi. Ben sekiz yaşındayken köyümüzde okul açıldı ve böylelikle okula başladım. 10 yaşında iken İstanbul’a gelince ilk defa doktor gördüm ve aşı oldum.

Hayata atılırken tek sermayem, devletin bana 17 sene müddetle verdiği eğitim ve sonunda İstanbul Teknik Üniversitesi’nden aldığım İnşaat Yüksek Mühendisliği diplomasıydı. Ben de devletime ve milletime bunun karşılığını tasarruf ederek, yatırım yaparak, istihdam sağlayarak, vergi ödeyerek, sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek ödedim, ödemeye devam ediyorum.

Tüm bunları yapabildim çünkü öncelikle cumhuriyetle birlikte savaşsız bir yüzyıl geçirdik. Belki de bu topraklarda savaşsız geçen en uzun süredir. Bunları yapabildim çünkü Atatürk’ün yaptığı inkılâplarla ülkede genç bir girişimcinin yetişmesini ve ilerleyebilmesini sağlayacak zemin oluştu.

Cumhuriyet kurulduğunda sanayisiz bir ülke idik ve bugünkü Türkiye’yi hayal bile edemezdik. Bugün sanayide Avrupa ülkelerinden gerideyiz evet, çünkü yürüyüşe geç başladık ve maalesef dış borcumuz var ama ben gelecekten çok ümitliyim. Planlı yatırımlar, doğru istihdam ve çalışma koşulları, bilinçli üretim ve tüketimle ekonomik kalkınmamızı sürdürebiliriz. Böylelikle laik Türk Cumhuriyeti’ni ve bağımsızlığımızı korumaya devam edebiliriz.

PEKI, EKONOMIK KALKINMA IÇIN NE YAPMALIYIZ ?

  • Her vatandaş kendisi için, ailesi için ve milleti için çalışıp, yapabileceği en iyi şeyleri yapmalı ve paylaşmalıdır.
  • Ürettiğimiz, yarattığımız değerden fazla harcamamalı, hatta sermaye birikimi yapmalıyız. Ülke çapında yatırımları artırmalıyız.
  • Eğitimde bilimin ve teknolojinin ışığında ilerlemeliyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bilimin ve teknolojinin ışığında dünya görüşü yüksek bireyler olarak yetiştirmeliyiz.
  • İnsanlarımızın ekonomik olarak yardıma muhtaç hale gelmelerini önlemeliyiz ve balık vermek yerine, onlara balık tutmayı öğretmeliyiz. Bunun için de endüstri meslek liseleri kurarak çocuklarımızın ve gençlerimizin meslek edinmelerini sağlamalıyız.
  • Tarım, toprağın, suyun ve güneşin oluşturduğu fabrikadır. Devletimiz tarımı desteklemeli ve teşvikleri artırmalıdır.
  • Yasama, yürütme, yargı ve kamuoyu (basın) kavramlarının bağımsızlığı ve bu anlamda uluslararası kriterlere uymak çok önemlidir.
  • Hem devlet kademelerinde hem de profesyonel iş dünyasında yetkin kişilerin görev alması gerekmektedir.
  • Kamuoyu önünde şeffaflık çok değerlidir.

Şenpiliç’in bu sene 45. yıl dönümü. 1978’de Gebze Şekerpınar’da broiler üreterek işe başladık. O yıllarda devlet bize tavuklara yedirdiğimiz yemin %25’ini teşvik olarak nakden ödedi ve o teşvikle Türkiye’de tavukçuluk sektörü bugünlere gelebildi. Şimdi Şenpiliç, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında 71. sırada. Yaklaşık 4.000 bordrolu personeli var. Beyaz et sektöründe yem fabrikaları, broiler üretim çiftlikleri, damızlık çiftlikleri, kuluçkahaneleri, fabrikaları, bölge müdürlükleri, bayileri ile Türkiye çapında güçlü dağıtım ağıyla pazar lideri.

Eğitime verdiğimiz önemi her fırsatta dile getiriyor ve eğitim alanında sürekli yatırım yaparak sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz.

  • Yıllardır çok sayıda öğrencimize burs veriyoruz.
  • Kemaliye’de İbrahim Gürdamar ismiyle 6 derslikli okul yapıldı.
  • Sakarya’da, Aydın Gürdamar Ortaokulu’nun ve Şenpiliç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin kapılarını öğrencilerimize açtık.
  • Sakarya Üniversitesi’ne Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi yapıldı.
  • İTÜ İnşaat Fakültesi’ne ek bina yaptık.
  • Şimdi de İTÜ’ye 288 kişilik kız öğrenci yurdu yapıyoruz.

Bundan 100 yıl sonrasını da düşünerek, eğitime destek vermeye devam edeceğiz. Dediğim gibi ben gelecekten çok ümitliyim. Öğrencilik yıllarımda Mecidiyeköy’den Halıcıoğlu’na yürüyerek giderken Okmeydanı’ndan İstanbul’u gördüm. Ayasofya, Sultanahmet, Fatih Camisi… Çok güzel bir manzara önümde uzanıyordu. “Hey Allahım! Ne büyük zenginlikler yaratmışsın. Layık olursam bana da verirsin” diye dua ettim ve çok çalışarak duamın karşılığını gördüm

Gençlerimize nasihatimdir: Hayat çok kısa. O nedenle günlerinizi boşa geçirmeyin, öğrenmeye devam edin. Sürekli, ‘yapabileceğim bir şey var mı’ diye etrafınıza bakın. Türkiye’nin yetişkin ve bilgili, müteşebbis insana ihtiyacı var. Cumhuriyeti daha nice yüzyıllara taşımak için elinizi taşın altına koyun. 100. yıl hepimize kutlu olsun. Bu hepimiz için çok özel ve anlamlı bir gün.

Haşim Gürdamar
Şenpiliç Kurucusu ve Onursal Başkanı

Comments are closed.

Navigate